NİSAN VE MAYISTA NE OKUDUK?

Hepimiz bir şeyler okuyor ve heybelerimize okuduklarımızdan parçalar katıyoruz. Yeryüzü Gönüllüsü, birbiriyle heybesindekileri de paylaşandır dedik ve ruhumuzda kendine yer bulmuş alıntıları birbirimizle, her ayın sonunda da bu alıntıları birleştirerek sitemizde sizlerle paylaşmaya karar verdik. Nisan ve mayıs ayından bize kalanlarla baş başa bırakıyoruz sizi, İyi okumalar dileriz.

İyi bir hekim olmak, iyi bir insan olmaktan geçer

Aradan uzunca bir vakit geçmesine rağmen son günlerimizde vaka sayılarının artmasını, asistan hekimlerinin eğitimi hakkında konuşulanları ve tüm bu süreçte tutulan o uzun nöbetleri farklı farklı hekimlerden duydukça bu mesleğin adanmışlık ve fedakârlık kavramlarıyla kardeş olduğunu bir kez daha anlamış oldum.

Bizler de geçtiğimiz süreçte bilhassa korona ile baş başa kalan enfeksiyon bölümündeki sağlık çalışanlarımızın yüzlerinde birer tebessüm olmak istedik. Bunun için merkezden gelen motivasyon kitlerimizin bir kısmını sırtlayıp kapı kapı dolaştık.

Dolaştıkça kendi heybemizi de doldurmuşuz fark etmeden. Benim de heybemdekileri boşaltma vakti(m) geldi de geçiyor…

AŞININ TARİHi

Aşı, sağlıklı bireylere hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak amacı ile verilen zayıflatılmış hastalık virüsü, parçaları veya salgıları ile oluşturulan çözeltidir. Aşı sayesinde mikropla karşılaşmadan önce oluşturulan savunma mekanizması gerçek mikropla karşılaşıldığında devreye girer, kişi korunur. Böylece toplum da korunur ve salgın oluşmaz.

Peki bu önemli buluş nasıl bir tarihi süreçten geçmiştir? İlk yazılı kayıtlar 1500’lü yıllarda Çin’de çiçek hastalığına karşı yapılan çalışmalardan bahseder. Çiçek hastalığı geçirenlerden alınan yara kabukları kurutulmuş ve toz haline getirilip bir süre bekletildikten sonra burna bir boruyla üflenmiştir. Başarılı olan bu yöntem farklı ülkelerde de kullanılmıştır.

martta ne okuduk?

Hepimiz bir şeyler okuyor ve heybelerimize okuduklarımızdan parçalar katıyoruz. Yeryüzü Gönüllüsü, birbiriyle heybesindekileri de paylaşandır dedik ve ruhumuzda kendine yer bulmuş alıntıları birbirimizle, her ayın sonunda da bu alıntıları birleştirerek sitemizde sizlerle paylaşmaya karar verdik. Mart ayından bize kalanlarla baş başa bırakıyoruz sizi, İyi okumalar dileriz.

YERYÜZÜNE İZ BIRAKANLAR – MEHMET GÜLLÜOĞLU

Yeryüzü; milyarlarca insana ev sahipliği yapmış, kurulan-yıkılan binlerce medeniyetin yer aldığı, dağları, okyanusları, sayamayacağımız güzellikleriyle bizleri ağırlayan koca bir misafirhane. Tabi ki bu misafirhane sadece yaşadığımız yerden ve bizlerden ibaret değil. Bizim görevimiz de sadece kendimizi geliştirmek, iyi bir hayata sahip olmak için çabalayıp durmak değil. Çok büyük sorumluluklarımız var aslında, kimi zaman farkında olamasak da.. Gördüğümüz, duyduğumuz, değiştirebileceğimiz her şeyinden sorumlu olduğumuz ‘yeryüzü’ var önümüzde.

“Yeryüzü” dilimizde hiç durmayan bir şarkı. Derdiyle dertlenip sevinçlerine ortak olduğumuz bir dost sanki bize. Ama ne kadar tanıyoruz biz bu dostumuzu? Dertlerine, kederlerine ne kadar kulak verebiliyoruz? Bu düşüncelerle; yeryüzünü daha yakından tanımak için çalışmalar yapmaya niyet ettik. Ülkelerin dününü ve bugününü, kültürünü, coğrafyasını, sağlık durumunu öğrenmek için “Yeryüzü Okumaları” çalışmalarımızı başlattık. Okumalarımıza başlamadan önce bizlere bu konunun önemini çok güzel anlatacağını düşündüğümüz Mehmet Güllüoğlu abimiz ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Şimdi sözü ona bırakalım.

şubatta ne okuduk?

Hepimiz bir şeyler okuyor ve heybelerimize okuduklarımızdan parçalar katıyoruz. Yeryüzü Gönüllüsü, birbiriyle heybesindekileri de paylaşandır dedik ve ruhumuzda kendine yer bulmuş alıntıları birbirimizle, her ayın sonunda da bu alıntıları birleştirerek sitemizde sizlerle paylaşmaya karar verdik. Şubat ayından bize kalanlarla baş başa bırakıyoruz sizi, İyi okumalar dileriz.

BİR KUDÜS YOLCULUĞU

“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Götür müslümana selam diyordu

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslâm diyordu.”

Mehmet Akif İnan

Ayrılığa dayanamayan bir yürek,

Aksa’yı kucaklayan bir umut,

Düşleri gerçekleştiren bir isim: Murat Babahanoğlu. Neydi onu düş’lerinin peşine düş’üren?

“Gidin arkadaşlar, sabahı beklemeden gidin yazarın dediği gibi. Gidin ve bir hikayeniz olsun. Gidin ve Aksa’nın şahitliğini kazanmaya bakın.”

YERYÜZÜNÜN UFKUNDA-DT. ENVER NURLU

Her sabah sıradan bir güne uyanıyoruz, kahvaltı yapıyoruz, gün içindeki işlerimizi halledip akşam da yorgun bir şekilde uyuyakalıyoruz, ta ki bir sabah uyanamayıncaya kadar. Hayat sizce de sadece bunlardan ibaret olmayacak kadar sonsuz derinlikte ama bir şekilde sonu olan bir kavram değil mi? Ömür bizlere verilen bir boyama kitabıdır. Hangi renkleri kullanacağımıza, hangi sayfaları boyayacağımıza, hangi sayfaları sadece kurşun kalemle dolduracağımıza ancak biz karar veririz.

AKILLI İLAÇ KULLANIMI

İlaçlar, günümüzde hastalıklarla savaşırken en çok başvurduğumuz yol. Bu yol bazen çok işimize yararken bazen de bize çok zarar verebiliyor.  En çok zararı da yanlış kullandıkça veriyor. Neden yanlış kullanıyoruz? Çünkü biraz hastalansak, biraz kötü hissetsek buzdolabına gider ve hemen bir ilaç alıp kullanırız. Eğer evimizde yoksa da komşuya akrabaya sorar, onların önerdiği ve bize verecekleri ilaçları alırız. Hemen her evde gerçekleşen bu olaylar günümüzde ilaç tüketiminin ve ilaçlara çabuk ulaşabildiğimizin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Ocakta Ne Okuduk?

Hepimiz bir şeyler okuyor ve heybelerimize okuduklarımızdan parçalar katıyoruz.

Yeryüzü Gönüllüsü, birbiriyle heybesindekileri de paylaşandır dedik ve ruhumuzda kendine yer bulmuş alıntıları birbirimizle, her ayın sonunda da bu alıntıları birleştirerek sitemizde sizlerle paylaşmaya karar verdik.

Ocak ayından bize kalanlarla baş başa bırakıyoruz sizi,

İyi okumalar dileriz 🙂